DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit: ‘Darbeler geçmişte çizmeyle yapılırdı, bugün cübbeyle yapılıyor’
DEM Partisi Kümelenme Başkan Yardımcısı Gülistan Kılıç Koçyiğit, Can Atalay’ın milletvekilliğinden düşürülmesi; “Darbeler geçmişte çizmeyle yapılırdı, bugün cübbeyle yapılıyor. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı cübbeli darbeydi. Bu darbeyi geliştiren ve sonuçlandıranlar da AKP’li kravatlılar oldu. Yani çizmesinden cübbesine, cübbesinden kravatına kadar bu ülke sürekli bir darbe mekaniği içerisindedir” diye tepki gösterdi. Kılıç Koçyiğit ayrıca; HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığına ilişkin ise, “Başak arkadaşımızın yaptığı açıklama bizim için resmi bir başvurudur. Başak Hanım en güçlü adaylarımızdan biridir. Bu anlamda, Onun adaylığına hiçbir engel yok.Biz de “Bundan mutluyuz” dedi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Kılıç Koçyiğit şunları söyledi:
“Dün Meclis yeni bir utanca tanık oldu. Meclis’te Can Atalay’ın milletvekilliği hukuka aykırı bir yöntemle kaldırıldı. Bunun gerekçesini çok ironik bir şekilde Anayasa’ya gösterdiler. Yine milletvekilliğinin düşürülmesinin gerekçesini de Meclis’e yazdılar. Meclis’i “Anayasa gereği” olarak hayretle izledik. Anayasa suçları işleyenler, yargı darbesini gerçekleştirenler, Meclis’teki görev azaltımının gerekçesini utanmadan, yorulmadan yazdılar. Söyleyecek söz bulamıyoruz. AKP hükümeti 28 Şubat ve 15 Temmuz’u her fırsatta lanetleyerek darbelerden ne kadar acı çektiğini, zaten 28 Şubat’ın, hükümetin üzerinden gelen bir hükümet olduğunu hepimiz biliyoruz. Geldiğinden bu yana AKP, Aslında bu topluma, Türkiye halkına darbe yapan bir iktidar pratiğinde olmuştur ve bunu darbe mekanizmalarını her zaman canlı tutarak ve bu darbeleri uygulayarak yapmaktadır. Geçmişte darbenin mağduru olan hükümet, artık darbenin kişisel faili konumundadır. Biz bizzat darbe yaptığını söylüyoruz.
“DARBELER GEÇMİŞTE KOVALARLA YAPILIYORDU, BUGÜN CEPHELERLE YAPILIYOR”
Geçmişte darbeler çizmelerle yapılıyordu, bugün cübbeyle yapılıyor. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı büyük bir darbeydi. Bu darbeyi ileri süren ve sonuçlandıranlar AKP bağlantılı milletvekilleriydi. Yani çizmesinden cübbesine, cübbesinden kravatına kadar bu ülke her zaman bir darbe mekanizması içerisindedir. Darbe hukukunu elden ele geçiren bir sistem olduğunu da belirtmek gerekir. Can Atalay’ın Meclis’te düşürülmesi sorunu bazı kesimlerde sanki yeni bir olaymış gibi tartışılıyor. Ancak bunun tarihsel bir sürecin sonucu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. 2014’te Çöktürme Planı’na başlayanlar, 2015’te 7 Haziran seçimlerini reddedenler, 20 Mayıs 2016’da milletvekillerimizin dokunulmazlıklarını Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen kaldıranlar, eş zamanlı olarak gözaltı ve tutuklama yapanlar. 4 Kasım 2016’da belediyelerimize saldıran milletvekillerimizi ve eşbaşkanlarımızı tutukladık. Bu sürecin temellerini kayyum atayanlar attı. Ama burada sadece iktidara, AKP’ye ve MHP’ye konuşmak yeterli değil. Kürtlere yönelik bu hukuk dışı savaş ve sömürü yasasının, bu alışılmadık süreç yürütülürken sessiz kalanların da bugünkü Can Atalay kararının sorumlusu var.
“Sömürge Rejiminin Fiili Uygulayışının Adı…”
“Her yönüyle hukuksuz bir rejimde yaşıyoruz. AKP-MHP tek adam rejimi faşizmi giderek kurumsallaştırmaya çalışıyor. Bu kurumsallaşmanın temel direklerinden biri de elbette yerel yönetimler. 2016 yılından bu yana HDP’nin kontrolünde olan belediyelerimize kayyumlar nasıl yolsuzluk yapıyor, ne yaptığını, nasıl büyük bir yıkıma yol açtığını, en temel vatandaşlık hakkının nasıl askıya alındığını sık sık dile getirdik. aslında sömürge rejiminin fiilen uygulanmasının adıdır.
“7 BİNADA 4449 SEÇMEN KAYITLANDI”
AKP yeni dönemde yine seçmenin iradesini ipotek altına alacak yol ve yöntemlere başvuruyor. O ne yapıyor? Yasadışı seçmenleri her yere taşıyor. Mesela Iğdır… 7 binada 4449 seçmen kayıtlıydı. 4 bin 449 kaçak seçmeni Iğdır’a getirdiler, Iğdır halkının tercihini değiştirmeye çalışıyorlar. Siirt Belediyesi… HDP 1161 oyla Siirt merkez kazandı. Şu anda 6.819 seçmen kaydı şüpheli durumda. Siirt’i de bizden almak istiyorlar…
“TÜM İLLERDE İTİRAZ ETTİK. ALDIĞIMIZ CEVAP ‘GÜVENLİK NEDENİ VE TATBİKAT’ OLDU”
AKP iki dönemdir siyasi, ekonomik ve ideolojik nedenlerle yerel yönetimlerimize kayyum atamaktadır. Şimdi yeni dönemde aslında yeni bir kayyum rejiminin başka bir versiyonunu devreye sokuyorlar. Seçmenin iradesini yok etmek için o şehrin istikrarsız güvenlik güçlerinin kayıtlarını aktararak seçim sonuçlarını etkilemeye çalışıyorlar. Bütün illerde itiraz ettik. Aldığımız cevap ‘Güvenlik nedenleri ve tatbikatlar…’ oldu. Yani gerekçe olarak askeri tatbikatları gösteriyorlar.
“SEÇİMDE ÇİFTLİK MÜDÜRÜNE KADAR SEFERBER OLDUĞUNUZU BİLİYORUZ”
Tüm seçimleri sahada sadece partililerinizle yapmadığınızı biliyoruz: Valileri, emniyet müdürlerini, kaymakamları, nüfus müdürüne kadar seferber ettiğinizi biliyoruz… Kimse bize hak iddia edemez. orada oturan kişinin devletin valisi olduğunu ve seçim güvenliği için görev yaptığını söyledi. Bu valiler, kaymakamlar ön yargılı olsun, güvenlik güçleri hata yapıyor…”
“MASS BAŞAK EN GÜÇLÜ ADAYLARIMIZDAN BİRİDİR”
Kılıç Koçyiğit, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığı ve Demirtaş’ın resmi adaylık başvurusunda bulunup bulunmadığına ilişkin soruya Koçyiğit, şunları söyledi:
“Başak Hanım’ın yani Başak arkadaşımızın yaptığı açıklama bizim için resmi bir başvurudur. Ekstra bir başvuruya ihtiyacımız yok. Sanırım belgelerden bahsediyor, öyle bir başvuru yok. Yaptığı açıklama bir başvurudur. Bu başvuruyu aldık ve kabul ettik. Bu anlamda bir başvurudur.” Sorun değil.
Komitemiz şu anda aday göstereceğimiz iller üzerinde çalışıyor. Adaylarımızı en kısa sürede kamuoyuna açıklayacağız. Kelimenin tam anlamıyla önemli bir çalışma yapılıyor. Ayın üçüncüsü yine Merkez Yürütme Kurulumuz toplantısı var. Aday göstereceğimiz adayları bu büyük şehirlerde tartışıp ardından kamuoyuna duyuracağız.
Başak Hanım en güçlü adaylarımızdan biri. Mayıs kampanyamızı birlikte yürüttüğümüz ve mitinglerimizde konuşan bir dost ve yoldaş. Bu anlamda adaylığının önünde hiçbir engel yok. Bu durumdan biz de memnunuz. “Medyadaki bazı tartışmaları da hayretle izliyoruz.”